2024-11-23 08:11:38
2 beyazıt 29 – Bookyourproperty
info@bookyourproperty.in

2 beyazıt 29

II Bayezid Dönemi Siyasi Olayları

Bu sırada hastalanan Cem 25 Şubat 1495’te büyük bir ihtimalle zehirlenme sonucu vefat etti. 10 Eylül 1509 tarihinde İstanbul’da 45 gün aralıklarla devam eden şiddetli depremlerde, iki ay boyunca çadırlarda süren bir hayat başlamıştır. Deprem Edirne ve İstanbul’da aynı şiddetlerle oluyordu. Bunlar Osmanlı tarihinde meydana gelen en şiddetli depremlerdir. 14 Eylül 1509 tarihindeki deprem, en şiddetli yaşanandır. Binlerce insan hayatını kaybetmiş, denizden gelen dalgalar tufan yaratmıştır. Beyazıt’ta çadırda on gün kadar yaşamıştır. Edirne’de kendisine yapılan ahşap evde ikamete başlamıştır.

Sultan 2. Beyazıt Hayatı için bir cevap

Safevi Şah’ı İsmail 1507 yılında hem İstanbul’un hem de Kahire’nin göstereceği tepkiyi görmek amacıyla Dulkadiroğulları Beyliği’nin üzerine yürüdü. Asıl sebebi bu olmamakla beraber görünüşteki sebep, Dulkadir Beyi Alaüddevle Bozkurt Bey’in Şii olan Şah’a kızını vermek istememesiydi. Şah İsmail Osmanlı topraklarından geçerek Kayseri üzerinden Dulkadir topraklarına girdi. Savaşta yenilen Alaüddevle Bozkurt Bey kaçtı ve Şah İsmail, Bozkurt Bey’in bir oğlu ile iki torununu ele geçirerek öldürttü. Bunun üzerine Maraş’a ve Elbistan’a giren Şah İsmail Dulkadir Hanedanı’nın mezarlarını yaktırdı. Sonradan da Osmanlı Devleti’ne bir mektup yazıp topraklarını çiğnediğinden dolayı da özür diledi. Sultan II. Bayezid 10 Mart 1492’de Belgrad’ın fethi amacıyla İstanbul’dan sefere çıktı. Burada karar değiştiren Bayezid bu görevi Uzun Süleyman Paşa’ya bırakıp, kendisi Arnavutluk üzerine gitti. Güneybatı yönünde hareket ederek Manastır üzerinden Arnavut topraklarına geldi ve Tepedelen’de durdu.

Dilipak duyurdu: Şeytana karşı uyanış mitingi!

Savaşın diğer sebebi ise, her yıl Osmanlı topraklarından Hicaz’a giden hacıların, Bedevi Araplar tarafından saldırıya ve yağmaya uğramaları idi. İstanbul, Kahire’ye, Hac yollarının güvenliğini sağlaması için notalar göndermiş, fakat Memlüklüler geçim kaynağı yağma olan Bedevilere bir türlü ciddi bir şekilde engel olmamışlardı. Bayezid’in o zamanlar Avrupa’da bulunan kardeşi Cem Sultan’ın Kahire’de kalan ailesinin iadesini istemesi ve bu talebin Memlükler tarafından reddedilmesi de eklenebilir. II. Bayezid İstanbul’da tahta çıkmış olmasına rağmen Cem Sultan 4 bin askeriyle İnegöl önlerinde Bayezid’in henüz hazır olmayan Ayas Paşa idaresindeki ordusu ile savaştı. Bu savaşı kazanan Cem Sultan Bursa’da kendi adına hutbe okutmak ve para bastırmak suretiyle hükümdarlığını ilan etti. Bursa’da 18 gün saltanat süren Cem Sultan civardaki şehir ve kasabalara da hâkimiyetini kabul ettirdi ve II. Bayezid’e İmparatorluğu eşit olarak paylaşma teklifinde bulundu. Buna göre İmparatorluğun Anadolu toprakları Cem Sultan’a verilecekti. Ancak devletin ikiye bölünmesi anlamına gelen bu teklif, sadece Bayezid tarafından değil tüm devlet ileri gelenleri tarafından dehşetle karşılandı.

Ticaret serbestliği sağlamak amacıyla 1495’te bir Rus elçisi İstanbul’a gelmiş, bunu 1499’da yeni bir elçilik heyeti takip etmişti. Bu arada yine İspanya’da engizisyonun zulmünden kaçan yahudilerden bir kısmı da Osmanlı topraklarına sığınarak çeşitli şehirlere yerleştirilmişti. Cem’in Avrupa’ya naklinden sonra da Osmanlı Sarayı ile Rodos, Venedik, Savoia, Fransa ve papalık arasında yoğun bir yazışma başladı. Bayezid gönderdiği ulaklarla Cem’in hayatta olup olmadığını sorduruyor, bir yandan da onu kaçırma ya da öldürme yollarını arıyordu. Fakat Fransa Kralı VIII. Charles’in İtalya seferi umulmadık değişikliklere yol açtı. Papa VI. Aleksandr Osmanlı sultanından para yardımı istediyse de daha sonra Cem’i VIII. Charles’e teslim etmek zorunda kaldı.

Cem Sultan’ın bu sûretle Rodos şövalyelerine sığınması, kendisinin ve ümmetin bağrına saplanan bir hançer gibi büyük bir hatâ ve tâlihsizlik oldu. Hattâ, Roma’nın fethine zemin hazırlayacak olan Otranto Kalesi elden çıktı. Sırf bu tavır bile, Bâyezîd-i Velî’nin dirâyeti, ileri görüşlülüğü kadar, O’nun ne derece İslâm dâvâsının istikbâli endîşeleriyle dolu idealist bir şahsiyyet olduğunu göstermektedir. Sultan İkinci Beyazıt, yedi yaşında iken, Hadim Ali Paşa nezaretinde Amasya valiliğine tayin edildi. Amasya, Selçuklular devrinden beri önemli bir ilim ve kültür merkeziydi. Padişah olacak şehzadelerin yetişmesi için, bu vilayette bütün imkânlar vardı. Aynı zamanda çok hâlim-selim, dindar, hoşgörülü bir padişahtı. Babası Fatih Sultan Mehmet ilme ilgi duyduğu için, oğlu Şehzade Beyazıt’e iyi bir eğitim verdi. Ona devrin en meşhur âlimlerinden ders okutturdu, bütün İslâm ilimlerini en iyi şekilde öğrenmesini sağladı. Bursa Çarşısı içinde Sultan II. Bayezid tarafından XV. Yüzyılın sonlarına doğru yaptırılan büyük han.

Hünkâr mahfili, harîmin sağ köşesindedir. Dışardan bir merdiven ve kapı ile gi­rilmektedir. Dışarda, buraya isabet eden pencere önüne sütunlar oturtularak balkon gibi bir kısım meydana getirilmiştir. İçerde 10 adet yuvarlak, çeşitli renk ve ebatlar­da sütun üzerinde bulunmaktadır. Hünkâr mahfili avlusun­da, sonraları bir havuz yapılmış, ihata du­varındaki kapı da son devirlerde form ola­rak değişiklik göstermiştir.

Ziyaretçi, tarayıcı ayarlarını değiştirerek çerezlere ilişkin tercihlerini kişiselleştirme imkânına sahiptir. Memlûk Devleti, Mısır’da 1250′ dc Eyyûbilerin yerine kurulmuştur. Mısır, Suriye, Lübnan, Filistin, Ürdün, Sudan, Libya, Hicaz, Yemen ve Fırat’a kadar Anadolu toprakları bu devletin hâkimiyetinde idi. Dulkadıroğullan, Ramazanoğulları, Kıbns ve Tunus da Memlûk Devleti’ne tabi idi. II. Beyazıt, Osmanoğulları içinde Fatih’ten sonra en bilgili ve bilgin olanıdır, İslâmî ilimler başta olmak üzere felsefe, matematik ve musikî öğrenimi görmüştü.

{

Türklerde Eğitim Ders Notu (Tablo Şeklinde)

|}

Yapılan anlaşmalar sonucunda 66 hak sahibi ile anlaşma sağlandı ve 19 ev yıkıldı. Etabı tamamlandı ve kaba inşaatı bitirildi. İkinci etap için ise 27 Eylül’de ihale yapılacak. Yıldırım Beyazıt bölgesindeki gecekonduların yenilenmesi, yolların açılması ve alt yapı hizmetlerinin sunulmasıyla bölge her geçen gün daha da güzelleşiyor. Kardeşinin hükümdarlığını kabul etmeyen Cem, isyan etti. Başarılı olamayınca Memluklere sığındı. Karaman beylerinden destek alarak Anadolu’ya geldi; fakat, yine başarılı olamadı. Rumeli’ye geçmek üzere Rodos şövalyelerine sığındı. Şövalyeler tarafından Fransa’ya gönderildi. Oradan da Vatikan’a götürülerek Papa’ya teslim edildi. Çukurova’da gerçekleştirilen savaş, 1491 yılında Memlüklülerle imzalanan barış antlaşması neticesinde son buldu.

1473 yılında Akkoyunlu Devleti ile olan Otlukbeli Savaşı’nda sağkol kumandanı olarak görev aldı. 1479 yılında ise Torul bölgesini Osmanlı topraklarına kattı.Babası Fatih Sultan Mehmed, 3 Mayıs 1481’de vefat edince Sadrazam Karamanlı Mehmet Paşa, şehzadelere haber verdi. Ancak Cem Sultan’a gönderilen haberci öldürülünce haber önce Şehzade Bayezid’e ulaştı. Yeniçeriler birleşerek Bayezid’in oğlu Şehzade Korkut’u vekaleten tahta çıkardılar. Amasya’dan gelen Bayezid 20 Mayıs 1481’de Osmanlı tahtına oturdu. 1509 yılında 40 yaşındaki Şehzade Korkut Manisa sancak beyiyken Antalya sancak beyliğine gönderilmişti.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Loading...

Call